Erken Doğuma Karşı Önlem
Bebek sahibi olmak anne ve baba adayları için en heyecanlı bekleyişler arasında yer alıyor. Normalde 40 hafta süren hamilelik sürecinin çeşitli nedenlerden dolayı erken doğumla sonuçlandığı durumlar yaşanabiliyor. Bebeğin sağlığını riske atabilen erken doğumu önlemenin yolu ise hamileliğin ilk günlerinden itibaren düzenli sağlık kontrollerini aksatmamaktan geçiyor.
Kasılmaları gözardı etmeyin
Anne karnındaki bebeğin hamileliğin 36. Haftası dolmadan dünyaya gelmesi erken doğum olarak tanımlanmaktadır. Erken dönem bebek kayıplarında birinci sırada yer alan erken doğum, gebeliklerin yüzde 8’inde yaşanmaktadır. Akciğerleri tam olarak gelişmeyen erken doğan bebeklerde görme ya da işitme problemi görülme ihtimali daha yüksektir. Bu yüzden her anne adayının erken doğum belirtileri hakkında bilgi sahibi olması ve belirtilere karşı duyarlı olması önemlidir. Saatte en az 4 kez gerçekleşen kasılmalar erken doğumun en önemli belirtileri arasındadır. Çoğu kez ağrıların eşlik ettiği kasılmalar ağrısız da meydana gelebilmektedir. Bununla birlikte;
- Vajinal kanama veya akıntıların çoğalması
- Rahimde gerilme hissi
- Vajinadan aniden bol miktarda sıvı boşalması
- Adet sancısına benzer kramp tarzında ağrılar
- Belirgin bel ağrısı
Düzenli takip programını aksatmayın
Gebeliğin ilk günlerinden itibaren düzenli takip ve doktor kontrolü erken doğum riskini azaltmaktadır. Özellikle erken doğum bakımından risk grubunda bulunan anne adaylarının erken doğumu tahmin, tedavi ve korunma programı altında takibi gereklidir. Erken doğum teşhisini koyabilmek için ilk adım doktor muayenesidir. Alınacak sıvı örnekleri, rahim ağzı uzunluğunun ölçülmesi ve rahim ağzının belli bir seviyenin üzerinde açılması gibi bulgularla yapılacak bazı testler erken doğum tanısı için sıklıkla yeterli olabilmektedir.
Düşük yaptıysanız riskiniz daha fazla
Daha önce bir veya birden fazla erken doğum yapan, erken doğum riskiyle ilgili tedavi gören ya da tekrarlayan düşük yapan anne adaylarının riski daha fazladır. Ayrıca, rahim ağzı problemleri, çoğul gebelik, fetüs sıvısının normalden fazla olması, plasentanın doğum kanalını kapatması, vajinal enfeksiyonlar, kısa sürede aşırı kilo kaybedilmesi, 18 yaşın altında 40 yaşın üstündeki anne adaylarının erken doğum yapma oranı yüksektir. Bunlarla birlikte değiştirilebilir durumlar da bulunmaktadır. Sigara ve alkol tüketilmemesi, ilaç alımlarında doktora başvurulması, uygun egzersizlerin düzenli olarak gerçekleştirilmesi ve bulaşıcı hastalıklara karşı tedbirli davranmak erken doğum riskini azaltan unsurlar arasındadır.
Yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan merkezleri tercih edin
Uygun şartlarda erken doğumu durdurarak bebeğin anne karnında büyümesi için zaman kazanmak mümkündür. Erken doğumu engellemede başarı teşhis ve tedavinin erken başlamasıyla doğrudan ilgilidir. Kasılmaların giderilmesi için damar yolu ile sıvı takviyesi yapılmaktadır. Bu müdahalenin yeterli olmadığı durumlarda erken doğumu durdurucu tokoliz denilen ilaç tedavileriyle kasılmaları durdurmaya yönelik farklı ilaçlar kullanılmaktadır. Tokoliz tedavisinde kullanılan ilaçların anne üzerinde yan etkileri bulunabileceği için hastanede doktor gözetiminde yapılması gerekmektedir. Tüm müdahalelere rağmen erken doğumun gerçekleşme ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Doğumun gerçekleştiği hastanede yenidoğan yoğun bakım ünitesi olmadığı durumlarda, gerektiğinde bebeğin yoğun bakım ünitesi bulunan başka bir hastaneye sevki söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle, erken doğum ihtimali olan gebelerin tedavilerinin prematüre doğan bir bebek için uygun yoğun bakım şartlarının bulunduğu bir hastanede yapılması daha uygun olmaktadır.