Üçlü Tarama Testi Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?
Üçlü Tarama Testi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Gelişen tıp bilgisi ve hızla ilerleyen teknoloji sayesinde artık bebek anne rahmindeyken bile olası sorunlar önceden saptanabilmektedir.
Özellikle geç yaşlarda hamile olan kadınların en büyük korkularından biri bebeğinin down sendromu, Edward sendromu ya da sinir yolu hastalıkları gibi anormalliklerden biriyle dünyaya gelmesidir.
Geç yaşta hamile kalmak, bebekte meydana gelebilecek anomali riskinin oluşması için tek etken değildir.
Bununla birlikte ailesinde kromozomal anomali olan kişilerin, bağımlılık yapıcı madde kullananların, bazı sivilce tedavilerindeki ilaçların alınması gibi durumlarda da anomali riski artmaktadır. Ayrıca nadir olarak karşılaşılsa da hiçbir problem ve belirti olmamasına rağmen kromozomal anomali ile doğan bebekler vardır.
Üçlü tarama testi tam olarak bu sebeple; bütün hamile anne adaylarına, hamilelik döneminin 16.ile 18. haftaları arasında tavsiye edilen bir kan testidir. Anne adayından alınan kan örneğinde, 3 adet farklı hormon ölçümü yapılır. Yapılan bu hormon ölçümü; anne adayının yaşı, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi değişkenler ve hamilelik haftası ile beraber özel bir bilgisayar programına girilerek işleme tabi tutulur.
Bunun sonucunda ise, anne adayının özelliklerine sahip kadınların % kaç oranla kromozomal anomaliye sahip bebek dünyaya getirdiği tespit edilir. Ortaya çıkan sonuç, testi yapan anne adayı için ilerleyen haftalarda bir yol gösterici nitelik taşır.
Üçlü tarama testi hakkında bilinmesi gereken en önemli şey, diğer tarama testleri gibi sadece oran ortaya koymalarıdır. Kısacası bir tanı testi değildir. Tarama testlerinin sonucunda bebeğin kromozomal anomaliye sahip olup olmadığı saptanamaz.
Üçlü Tarama Testi Nasıl Yapılır?
Üçlü tarama testi, hamile kadınlardan kan alınarak yapılmaktadır. Anne adayı olan kişiden alınan kan neticesinde, 3 madde üzerinde inceleme yapılmaktadır. Bunlar sırası ile;
ß-hCG
Alfa-feto protein (AFP)
Estriol (E3)’dir
Üçlü tarama testi sırasında aç veya tok olmak önemli değildir. Doktor, kan tahlillerinin verilmesi ardından ultrason yardımı ile bebeği inceler ve bir süre sonra sonuçlar değerlendirilir.
Üçlü Tarama Testinde Hangi Durumların Riskleri Belirlenir?
Trizomi 21 (Down Sendromu): Eski dönemlerde mongolizm olarak adlandırılan adlandırılan Down sendromu, insan kromozom diziliminde 21. sırada bulunan ve aslında iki adet olması gerekirken üç adet olan kromozomun neden olduğu yapısal bozukluktur.
Bu durum özel bir tür zeka geriliğine ve fiziksel özelliklerde farklılığa neden olur. Down sendromuna sahip kişiler; genel olarak basık yüzlü, kısa parmaklı, küçük burunlu ve minyon tipli olurlar.
Down sendromu testi normal değerlerinde sınır, 1/250’dir. Eğer hormon değerlerin bu sınırdan yüksekse risk olduğu anlaşılır. Ayrıca HCG hormonunun 1,5’dan yüksek olduğu durumlar da riskli sayılır.
Trizomi 18 (Edwards Sendromu):
Edward sendromu; organ yetmezliği, zeka geriliği ve gelişim geriliği gibi sorunlara neden olan ciddi bir problemdir.
Bu kromozomal anomaliye sahip olan bebekler genellikle doğumu beklemeden anne karnında ölürler. Ancak doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybeden bebeklerde vardır.
Nadir olarak bakım ve müdahalelerle hayat süresi uzatılabilir olsa da sonu maalesef aynı şekilde biter.
Edward sendromu için kan değerleri sınırı, 1/100’dür. Değerlerin bu orandan yüksek olması halinde Edward sendromu riskinden bahsedilebilir.
Nöral Tip Defektleri (NTD):
Nöral Tip Defektleri; özellikle folik asit eksikliği ile birlikte anılan, beyin ve omuriliği oluşturan nöral tüpün kapanması sırasında meydana gelen sorunlara verilen isimdir. Bunlar arasında; anensefali, spina bifida ve iniensefali gibi ciddi problemler yer alır.
Bu test değerlendirmesinde kandaki AFP değerleri, gebelik haftası ile karşılaştırılır. Eğer AFP değeri 2,0’dan yüksekse nöral tüp sorunları riski olduğu düşünülür. Oran ne kadar yüksekse risk o kadar artar.
Doktorun sonuçların değerlendirilmesinin ardından, risk durumuna göre amniyosentez gibi kesin tanı ortaya koyan testlerin yapılmasını önerebilir. Bu her anne adayı için uygulanan bir yöntem değildir. Riskin yüksek olduğu durumlarda ileri bir tetkik olması için istenir.